Ellen Vandyck
Araştırma Müdürü
Gecikmiş başlangıç ağrısı (DOMS), (kuvvet) antrenmanından sonra ortaya çıkan iyi bilinen bir olgudur. Egzersize bağlı lokal kas hasarından ve bunu takip eden lokal iltihaplanmadan kaynaklandığı düşünülmektedir. DOMS geçici bir durum olmasına rağmen, antrenmanı ve aktivitelere katılımı olumsuz etkileyebilir ve başkalarını antrenman ve egzersiz yapmaktan caydırabilir. Kaslarda egzersize bağlı mikro hasar sonucu oluşan lokal iltihaplı yanıt proenflamatuar sitokinleri serbest bıraktığından, periferik sinir uçlarının hassasiyeti artar ve ağrıya neden olur.
Nörodinamik mobilizasyonlar sinirle ilgili durumlarda kapsamlı olarak çalışılmıştır ( Lascurain-Aguirrebeña ve ark. 2024) ve sinirde ve çevre dokularda aksonal taşınmayı artırarak lokal iltihaplı ajanların dağılımını kolaylaştırdığı bulunmuştur. Bu gelişmiş aksonal taşıma sayesinde yerel iltihaplı yanıt düzenlenebilir. DOMS, lokal intranöral ödem nedeniyle lokal bir iltihaplanma yanıtı ile sonuçlandığından, bu çalışmanın yazarları, nörodinamik mobilizasyonlarla yapılan bir müdahalenin aksonal taşınmayı iyileştirebileceğini ve sinaptik plastisiteyi destekleyebileceğini, böylece periferik sinir iltihaplanmasını ve ardından DOMS'tan kaynaklanan ağrıyı da azaltabileceğini varsaymışlardır. Bu nedenle, nörodinamik mobilizasyonların DOMS üzerindeki önleme etkileri araştırılmıştır.
Türkiye'de prospektif, tek kör, randomize, plasebo kontrollü bir çalışma yürütülmüştür. Yaşları 20 ila 32 arasında değişen genç, eğitimsiz, sağlıklı ancak hareketsiz erkekler çalışmaya dahil edilmiştir. Buna göre Amerikan Spor Tıp Koleji kılavuzlarıhareketsiz bir yaşam tarzı, haftada beş gün boyunca 30 dakikadan daha az fiziksel aktivitede bulunmak olarak tanımlanmıştır.
Çalışma üç aşamaya ayrılmıştır:
Müdahale grubunda nörodinamik mobilizasyon katılımcılar baskın olmayan taraflarında yatarken gerçekleştirilmiştir. Terapist katılımcının arkasında dururken, üst bacak diz fleksiyonuna getirilmiş ve kalça nötr pozisyonda olacak şekilde desteklenmiştir. Daha sonra katılımcı ağrı veya acı bildirene kadar bacak kalça ekleminden uzatılmıştır. Bu gerginlik pozisyonu 3 saniye boyunca muhafaza edilmiştir. Her seansta, setler arasında 2 dakikalık aralar verilerek 10 tekrardan oluşan 3 set uygulanmıştır.
Plasebo grubuna aynı yan yatış pozisyonunda hafifçe modifiye edilmiş bir nörodinamik mobilizasyon uygulanmıştır. Teknik sırasında diz fleksiyonu yapılmaması dışında prosedür benzer şekilde gerçekleştirilmiştir.
Bu egzersi̇ze bağli kas hasari protokolü Dominant kuadriseps kası için 35° ve 95° fleksiyon arasında saniyede 30° hızda gerçekleştirilen 10 eksantrik kasılmadan oluşan 30 setten oluşmuştur. Katılımcılardan bacaklarını bir topa vurur gibi olabildiğince sert bir şekilde uzatmaları (diz ekstansörleri için) ve makineden gelen yukarı doğru harekete direnmeleri (diz fleksörleri için) istendi.
Aşağıdaki sonuç ölçümleri toplanmıştır:
Otuz dört yetişkin analizlere dahil edilmiş ve nörodinamik mobilizasyon alan müdahale grubuna veya plasebo grubuna eşit olarak randomize edilmiştir. Başlangıç özellikleri gruplar arasında demografik açıdan herhangi bir farklılık göstermemiştir.
Nörodinamik mobilizasyonların DOMS üzerindeki önleyici etkilerini incelemek için yazarlar, egzersize bağlı kas hasarı protokolünden sonra her iki grubu karşılaştırmıştır. Kas ağrısı için anlamlı bir zaman x grup etkisi gözlenmiştir. Kas ağrıları egzersiz protokolünü takip eden 24. saatte zirve yapmıştır. Plasebo grubu 24. saatte müdahale grubuna (+%60) kıyasla daha fazla kas ağrısı (+%47) yaşamıştır. Aynı önleme etkisi DOMS üzerindeki nörodinamik mobilizasyonlar 48. ve 72. saatlerde bulunmuştur.
Ayrıca, basınç ağrısı eşiği (PPT) ile ilgili olarak, egzersiz protokolünden sonra anlamlı bir zaman x grup etkisi gözlenmiştir. PPT, her iki grupta da egzersize bağlı kas hasarı protokolünden 24 saat sonra en düşük değerine ulaşmıştır. Bununla birlikte, nörodinamik mobilizasyonların DOMS üzerinde önleyici bir etkisi de olmuştur müdahale grubunda. Plasebo grubunda PPT'de (-%52) müdahale grubuna (-%20) kıyasla başlangıç seviyesine göre daha büyük bir düşüş olmuştur. Müdahale grubu, egzersize bağlı kas hasarı protokolünün ardından 24., 48. ve 72. saatlerde önemli ölçüde daha yüksek PPT'lere sahipti. Ayrıca, müdahale grubu egzersiz protokolünü takiben 72. saatte başlangıçtaki PPT değerine dönerken, plasebo grubu henüz başlangıçtaki PPT değerine dönmemiştir.
Kas fonksiyonunun sonuçları için de anlamlı bir zaman x grup etkisi ortaya çıkmıştır. Her iki grupta da egzersizle indüklenen kas hasarı protokolünden hemen sonra skorlar en düşük seviyedeydi, ancak plasebo grubunda skorlar (-%41) müdahaleye (-%18) kıyasla daha düşüktü. Müdahale grubu ayrıca egzersiz protokolünden önce (nörodinamik mobilizasyon protokolünden sonra), başlangıçta fark bulunmayan plasebo grubuna kıyasla daha iyi performans göstermiştir. Dikkat çekici bir şekilde, müdahale grubu, plasebo grubunun 72 saat süren durumuna kıyasla, egzersize bağlı kas hasarı protokolünü takiben 24 saat içinde başlangıçtaki kas fonksiyonlarına geri dönmüştür.
Iltihaplı belirteçler üzerindeki etkiler IL-6 için anlamlı bir zaman x grup etkileşimi ve TNF-a için yalnızca anlamlı bir zaman etkisi göstermiştir. Egzersiz protokolünden hemen sonra IL-6 zirve yapmış ve TNF-a 24. saatte zirveye ulaşmıştır. Her iki grup da IL-6 ve TNF-a değerlerinde artış göstermiştir, ancak IL-6 değerlerine bakıldığında, müdahale grubunda egzersiz protokolünden hemen sonra daha az artış (+%53'e karşı %90) olmuştur. IL-6 değerleri müdahale grubunda 48. saatte başlangıç değerlerine dönerken, plasebo grubunda bu durum 72. saatte hala geçerli değildi.
Kas hasarı belirteçleri anlamlı bir grup x zaman etkisi göstermemiş, sadece zaman etkisi gözlenmiştir. Gruplar arasında sadece 0. saat ve 24. saatteki CK konsantrasyonları için anlamlı bir fark bulunmuştur.
Önleme etkisi nörodinamik mobilizasyonların DOMS üzerindeki etkisi bu çalışmanın bulgularıyla kısmen desteklenmiştir. Fonksiyonel Kas Testi, Kas Ağrısı Testi ve Basınç Ağrısı Eşiği iki grup arasında belirgin farklılık gösterirken, sadece IL-6 biyobelirteci klinik bulguları desteklemiştir. TNF-a, CK ve LDH için gruplar arasında anlamlı bir fark ortaya çıkmamıştır. CK ve LDH kas hasarının biyolojik belirteçleri olsa da, yalnızca kas yıkımıyla ilgili değildir. Örneğin, hipotiroidi olan kişilerde kan serumunda CK'nin yüksekliği de görülebilir ( Hemavathi ve ark. 2016).
Ayrıca, DOMS sadece kas hasarının bir işareti değildir, çünkü aynı zamanda kaslar içindeki yerel mikrotravmalara ikincil bir iltihaplı yanıtı da kapsar. Bu lokal iltihaplı yanıt, lokal ödem ve lokal sinir uçlarının duyarlılaşmasının meydana geldiği ve ağrı deneyimine katkıda bulunan bir dizi etkiyi tetikler ( Peake ve ark. 2017).
Bu çalışma, nörodinamik mobilizasyonların DOMS üzerindeki potansiyel koruyucu etkilerini araştıran ilk çalışmadır ve sinir sistemi odaklı stratejilerin potansiyel rolüne ilişkin ilginç bulgular ortaya koymuştur. Sinir uçlarının hassaslaşması meydana geldiğinden, nörodinamik mobilizasyonların DOMS üzerindeki etkisi gözlenen ağrı modülasyonunu açıklayabilir.
Kanımca, nörodinamik mobilizasyonların DOMS gibi olumsuz etkileri azaltmak için önleme stratejisi olarak kullanılması, yaşlı ve daha az deneyimli insanları yeterli dozda egzersize katılmaya teşvik etmek için ilginç bir yol olabilir. Bununla birlikte, mevcut sonuçların teyit edilmesi ve bu makalenin sınırlamalarının iyileştirilmesi için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir,
DOMS'u azaltmak için hangi dozajın gerekli olduğunu araştırmak bilgilendirici olacaktır. Bu çalışmada toplam 9 oturum gerçekleştirilmiştir. Setler arasında 2 dakikalık aralarla 10x 3 saniyelik tekrarlardan oluşan sadece 3 set yapıldığından, DOMS'u azaltmak için etkili bir araç olabilir. Ancak, yoğun antrenmanlara başlamadan önce bu nörodinamik mobilizasyon seanslarını birkaç hafta uygulamak gerekli midir? Bu nörodinamik mobilizasyonların bir eğitim seansının başında bir arada uygulanması, güçlendirme konusunda daha az deneyimli olan bazı kişiler için yeterli olabilir mi yoksa bu mobilizasyonları aldıktan sonra bir süre ertelenmeli midir? Bir ön rehabilitasyon stratejisi olarak kabul edilebilir mi? Bununla birlikte, bu konuyla ilgili ilk çalışma için normal olan birçok soru cevapsız kalmaktadır
Bu deneysel çalışmanın protokolü geriye dönük olarak kaydedilmiş, ancak herhangi bir gerekçe belirtilmemiştir. Deneme kayıt defteri, denemede bazı değişiklikler yapıldığını, örneğin ROM değerlendirmesinin kaldırıldığını belirtmiştir. Ayrıca, birincil sonuç ölçütü belirtilmemiş ve birden fazla sonuç Bonferroni düzeltmesi uygulanmadan analiz edilmiştir. Bu durum, randomize kontrollü bir tasarım kullanılmasına rağmen, çalışmayı kesin sonuçlara varma konusunda tamamen sınırlamaktadır. Gelecekteki çalışmalar bulguları daha fazla araştırmalıdır.
Endişe verici bir sınırlama, kör bir sonuç değerlendiricisinin olmamasıdır. Çalışmada sağlanan bilgilere dayanarak, tamamen kör bir sonuç değerlendiricisi dahil EDİLMEMİŞTİR. Çalışma randomize, tek kör bir çalışma olarak yürütüldüğü için yalnızca katılımcılar kördü. Katılımcıların grup atamaları konusunda kör olmalarına karşın, değerlendirmeleri yapan araştırmacı kör değildi. Bu, sonuçları (kas ağrısı, PPT, kas fonksiyonu, kan örnekleri vb.) ölçen araştırmacıların her bir katılımcının hangi gruba ait olduğunun farkında olduğu anlamına gelmektedir. Sonuç değerlendiricisinin kör olmaması, önemli bir yanlılık potansiyeli ortaya çıkarmaktadır.
Bunun genç ama hareketsiz bir popülasyon olduğu ve bu sonuçların doğrudan daha atletik veya daha yaşlı popülasyonlara çevrilemeyeceği unutulmamalıdır. Benzer şekilde, egzersize bağlı kas ağrısı, DOMS'un deneysel olarak indüklenen bir şeklidir ve doğal durumlar altında meydana gelen DOMS'u tam olarak taklit etmeyebilir. Bu durum, bulguların gerçek dünyada uygulanabilirliğini sınırlayabilir.
Nörodinamik mobilizasyonların DOMS üzerindeki önleyici etkisi sadece kısmen desteklenirken, tek bacakla mesafe atlama üzerindeki etkisi nispeten açıktır. Nörodinamik mobilizasyon uygulanan müdahale grubunun tek bacakla mesafe atlama testindeki performansında daha az düşüş görülmüştür. Yazarlar, müdahalelerinin DOMS'un neden olduğu kas hasarını ve iltihaplı tepkileri modüle etmek için bir mekanizmaya sahip olduğunu öne sürmektedir.
Bu çalışmada femoral sinir nörodinamik mobilizasyonlarının DOMS üzerindeki önleyici etkileri araştırılmıştır. Müdahale, egzersize bağlı kas hasarından önce üç hafta boyunca uygulanmış ve plasebo ile karşılaştırılmıştır. Müdahalenin kas ağrısını azaltma, basınç ağrı eşiğini (PPT) artırma, kas fonksiyonunu iyileştirme ve İnterlökin-6 (IL-6) seviyelerini düşürme üzerinde olumlu etkileri oldu, ancak diğer kas hasarı ve iltihaplı parametreler üzerinde önleyici etkiler göstermedi. Bu durum, nörodinamik mobilizasyonların iltihaplanma ve kas hasarı semptomlarını hafifletmeye ve DOMS sonrası iyileşme süresini kısaltmaya yardımcı olabileceğini düşündürmektedir, ancak daha büyük ve çeşitli gruplarla daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir.
İster üst düzey ister amatör sporcularla çalışıyor olun, onları daha yüksek sakatlanma riskine maruz bırakabilecek bu risk faktörlerini gözden kaçırmak istemezsiniz. Bu web semineri, rehabilitasyon sırasında üzerinde çalışmanız için bu risk faktörlerini tespit etmenizi sağlayacaktır !